Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

alt bölüm

  • 1 alt bölüm

    ни́жняя часть (книги, статьи и т. п.)

    Türkçe-rusça sözlük > alt bölüm

  • 2 alt bölüm

    бүлекчә

    Türkçe-Tatarca sözlük > alt bölüm

  • 3 alt bölüm

    subdivision

    Turkish-English dictionary > alt bölüm

  • 4 alt

    alt <- >
    1. subst/adj Untere(s), untere(r) Teil; Boden m (eines Gefäßes); (taban) Sohle f; unter-;
    alt bölüm Unterabteilung f;
    alt kat untere(s) Stockwerk;
    (bahçenin) alt köşesi die hinterste ( oder äußerste) Ecke (des Gartens);
    alt alta Eins unter dem Anderen;
    alt alta üst üste drunter und drüber;
    alt etmek unterkriegen; bezwingen;
    alt taraf Unterseite f;
    alt tarafı (on lira) weiter nichts als, nur (zehn Lire);
    alt yanı çıkmaz sokak es führt zu nichts;
    altına almak niederwerfen (im Kampf);
    sıkı kontrol altına almak einer scharfen Kontrolle unterziehen;
    altına etmek fam sich (D) in die Hosen machen;
    -in altında kalmamak nicht unbeantwortet ( oder unvergolten) lassen;
    bş-in altından kalkmak mit etwas fertig werden;
    altta kalmak unterliegen
    2. Ortssubstantiv -in altına unter A;
    masanın altına unter den Tisch (legen usw);
    -in altında unter D;
    masanın altında unter dem Tisch (liegen usw);
    -in altından unter D … hervor;
    masanın altından unter dem Tisch hervor (kommen usw)

    Türkçe-Almanca sözlük > alt

  • 5 alt

    alt
    1) \alt etmek ( fam) unterkriegen, bezwingen; ( yenmek) besiegen
    \altı alay üstü kalay ( fam) oben hui, unten pfui
    masanın \altı die untere Seite des Tisches
    masanın \altında unter dem Tisch
    bir şeyin \altını çizmek etwas unterstreichen
    bir şey bulmak için odanın \altını üstüne getirmek das Zimmer auf den Kopf stellen, um etwas zu finden
    2) ( giysi)
    \altına etmek ( fam) sich in die Hosen machen
    çocuğun \altını değiştirmek dem Kind die Windeln wechseln
    3) ( geriye kalan bölüm) Rest m
    bir işin \altından kalkamamak mit einer Sache nicht fertig werden können
    \altta kalanın canı çıksın ( fig) o ( fam) nach mir die Sintflut
    II adj Unter-, unter-
    \alt katta im Untergeschoss
    \alt yanı çıkmaz sokak ( fig) o ( fam) es führt zu nichts
    köyün \alt tarafında unterhalb des Dorfes

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > alt

  • 6 elmacık kemiği ile alt çene arasındaki bölüm

    lame

    Türk-Kürt Sözlük > elmacık kemiği ile alt çene arasındaki bölüm

  • 7 ayrım

    ayrım s
    1) Teilung f
    2) ( fark) Unterschied m
    3) ( alt bölüm) Unterabteilung f
    4) ( ayırım) Diskriminierung f

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ayrım

  • 8 yan

    1. أوب [أَوْب]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    2. جانب [جانِب]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    3. جانح [جانِح]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    4. جنب [جَنْب]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    5. جنح [جنْح]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    6. جهة [جِهَة]
    7. صدد [صَدَد]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    8. صفح [صَفْح]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    9. صوب [صَوْب]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    10. فوق [فَوْق]
    Anlamı: üst
    11. ناحية [ناحِيَة]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    12. نحو [نَحْو]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm
    13. وجه [وَجْه]
    Anlamı: ön, arka, alt ve üstün dışında kalan bölüm

    Türkçe-Arapça Sözlük > yan

  • 9 arka

    I s
    1) Hinterseite f, Rückseite f
    \arkada müzik çalıyordu im Hintergrund spielte die Musik
    \arkaya geçmek ( kuyrukta) sich hinten anstellen
    bir şeyi \arkada bırakmak etw hinter sich lassen; ( ölen kimseye göre) etw hinterlassen
    evin \arkasında bahçe var hinter dem Haus ist ein Garten, auf der Rückseite des Hauses befindet sich ein Garten
    Muğla'nın üç kilometre \arkasında drei Kilometer hinter Muðla
    2) ( sırt) Rücken m
    birine \arka çevirmek jdm den Rücken zukehren
    birine \arka olmak jdm den Rücken stärken
    birini \arkadan vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallen
    birinin \arkasından hinter jds Rücken
    3) ( geri kalan bölüm) Rest m
    bir şeyin \arkasını getirememek etw nicht bis zum Ende führen können
    4) ( art, peş)
    \arkasından koşmak hinterherlaufen
    bir işin \arkasına düşmek [o takılmak] eine Sache verfolgen, sich hinter eine Sache klemmen
    birinin \arkasına düşmek jdn verfolgen
    5) Rückenlehne f
    6) ( insan için) Körper m
    \arkasındaki giysiler çok eskiydi die Kleidung, die er (am Körper) trug, war sehr alt
    7) ( fig) ( koruyucu) Rückendeckung f, Beschützer(in) m(f); ( kayırıcı) Gönner(in) m(f)
    \arka bulmak sich Rückendeckung schaffen
    \arkası ol(ma) mak (keine) Rückendeckung haben
    birine \arka çıkmak ( korumak) jdn beschützen; ( kayırmak) jdn begünstigen
    birine \arka olmak jdm Rückendeckung geben
    II adj Hinter- Rück-; auto (\arka cam) Heck-

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > arka

См. также в других словарях:

  • alt bölüm — is. Sınıflandırmada ana bölümlerin ayrıldığı parçalardan her biri, ayrım …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bölüm — is. 1) Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım Asıl yalıya bitişik bir binada belki de eski selamlık bölümünde idiler. R. H. Karay 2) Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon 3) mec. Çağ, devir O gün edebiyat… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ırk — is., Ar. ˁirḳ 1) Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu Türkler, insan olarak, ulus olarak doğunun en üstün ve şerefli ırkıdır. S. Birsel 2) Soy Esasta dağlı ırktan cahil bir kızcağızdı. R. H. Karay 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayrım — is. 1) Ayırma işi, tefrik Kuvvetler ayrımı. 2) Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark 3) Alt bölüm 4) man. Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sintine — is., den., İt. sentina Geminin içinde en alt bölüm …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Hund — 1. A guate Hund ve laft se nit1 u2 an schlecht n is kua Schad. (Unterinnthal.) – Frommann, VI, 36, 63. 1) Verläuft sich nicht. 2) Und. 2. A klenst n Hund na hengt mer di grössten Prügel ou (an). (Franken.) – Frommann, VI, 317. 3. A muar Hüünjen a …   Deutsches Sprichwörter-Lexikon

  • Brot — 1. Abgeschnitten Brot hat keinen Herrn. Frz.: Pain coupé n a point de maître. 2. Alles Brot ist dem gesund, der hungert. 3. Alt Braut un drüge Holt helpen hushalten. (Westf.) 4. Alt Brot, alt Mehl, alt Holz und alter Wein sind Kleister. –… …   Deutsches Sprichwörter-Lexikon

  • Международная реакция на провозглашение независимости Косово —      Косово      Государства, официально признавшие независимость Косова.      Государства, объявившие об их намерении признать независимость Косова в ближайшее время …   Википедия

  • Признание независимости Косова —      Косово      Государства, официально признавшие независимость Косова.      Государства, объявившие об их намерении признать независимость Косова в ближайшее время …   Википедия

  • Said Nursî — Infobox Philosopher region = Islamic Thinker era = 19th 20th Century color = #B0C4DE image caption = Said Nursî praying in front of the Fatih Sultan Mehmed Tomb in Fatih Mosque in Istanbul name = Said Nursî birth = Between January 5 and March 12 …   Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»